22 Aralık 2011 Perşembe

Hakan Günday'ın Azil'i

                 Hakan Günday'dan okuduğum ilk eser. Bir akşam okumaya başladım, elimden bıraktığımda ise bitmişti. Her zaman duyduğumuz "bir solukta okunma" kavramının birebir örneği. Ben arkadaşlarıma bu kitabı tavsiye ederken; dahi ile delilik arasında gidip gelen bir insanın beynin içine girmenin hazzını almak istiyorsanız kesinlikle okuyun diyorum. Bu ince çizgi ancak bu kadar asi ve değişik kelimelerle bu kadar güzel olarak Hakan Günday tarafından anlatılabilirdi. Kitaptaki Azil karakteri felsefi açıdan çok sağlam şekilde kurgulanmış. Aslında çok kısa görünen (210 sayfa) bu kitap içinde barındırdığı alt-metinlerle hem kalınlaşıyor hemde aldığınız haz tavan yapıyor. Ayrıca Hakan Günday sadece bir romancı olmadığını aynı zamanda çok da iyi bir felsefeci olduğunu bu eserle ortaya koyuyor. Kitabın içinde iyilik-kötülük, Tanrı, Varoluş gibi bir çok önemli felsefe konusu daha evvel anlatılmadığı tarzda anlatılıyor bu da kitabın vuruculuğunun ve asiliğinin artmasını sağlıyor. Kitaptan aklımda kalan çok güzel cümleler var. Bunlardan bazıları;
* "tanrının tanrısı yok. biz ona inanıyoruz, ama o hiçbir şeye inanmıyor."
* "sevgi, tırmananları birbirine bağlayan bir halattı. biri düşerse diğerlerinin hayatta kalması için halatın kesilmesi gerekiyordu. ancak sevgi, kesilemeyecek kadar kalın bir halattı ve sonunda herkes düşerdi. aptallar sevdikleriyle düşer, kötüler sevdiklerini aşağı çeker."
* "davranışa dönüşen düşünceler daima geçmişe aittir."
* ''azınlıklar, ne etnik ne dinsel ne de renklere ilişkin olanlardır. yeryüzü ve dışındaki tek azınlık, yanıtlardır. her şeyi ve herkesi sorular yönetir.''
          Ben bu kitabı bitirdikten sonra Hakan Günday'ın beş kitabını daha okudum ve şuan da altıncısını okuyorum. Sizlere de şiddetle tavsiye ederim. Her iyi okuyucunun mutlaka okuması gereken bir kitap. E hadi ne duruyorsunuz ?

4 yorum:

  1. Ben Hakan Günday ile ilgili sürekli çelişkili düşünceler içindeyim. Üniversitedeyken tüm arkadaşlarım Kinyas ve Kayra hayranıydı. Büyüttükçe büyütüyorlardı ve bu bende antipati yaratmıştı. Sonra Azil ve Piç'i okuyunca saygım-sevgim arttı. Ancak aynı tarz metinler yazdığını düşünüyordum. Şimdi son kitabı ile bunu da kırdı. Galiba seviyorum da kendime mi itiraf edemiyorum??

    YanıtlaSil
  2. Aslında seni çok iyi anlıyorum. Çünkü bende Azil'i okuduktan sonra Hakan Günday'dan Kinyas ve Kayra'yı okudum ve resmen büyülendim. Daha sonra zarganayı okudum ve bana çok yavan geldi sıradan bir yazarın ilk yazdığı roman gibi duruyordu. Fakat ilerleyen zamanlarda Piç'i okuduğumda tekrar Hakan Günday'ın kalemiyle aşk yaşamaya başladım. Şuan Malafa'yı okuyorum. Benim Hakan Günday hakkında farkına vardığım şey; yazarın belli bir çizgi oluşturduğu ve kimi zaman bu çizginin çok üstünde kimi zaman ise bu çizginin altında vasat sayılabilecek kitaplar yazdığı. Ama sanırım biz bir Hakan Günday severe daha kavuştuk kendine itiraf etme zamanın gelmiş :)

    YanıtlaSil
  3. Hakan Günday'ı merak ettim...

    YanıtlaSil
  4. Ben de ilk Hakan Gündyay'ın Az kitabını okudum ve çok sevdim. etkilendim. Bunun üzerine gittim bütün kitaplarını aldım. Ardından Zargana yı okudum ama o beni o kadar etkileyemedi. Bi yavan geldi. Şimdik hangisinden devam etsem bilemiyorum. Ama Azil için çok güzel şeyler yazmışsınız sanırım onu devam olarak seçeceğim :)

    YanıtlaSil